Habersiz Kalma
  TÜRKİYE ÇOK ZOR TERCİHE ZORLANIYOR
 

TÜRKİYE KAFKASLAR'DA ABD'DEN UZAKLAŞIYOR MU?



Rus askerleri Gürcistan’ın içlerine doğru ilerlerken hem Amerikalı, hem de Avrupa Birliği liderlerinin yüzündeki telaş ve kaygı kolaylıkla okunabiliyordu. Fakat bir tek farkla: Amerikalılar Rusya’yı nasıl cezalandıracaklarını düşünürlerken, Fransa ve Almanya liderlerinin derdi, Rusya’yı nasıl kızdırmadan durduracaklarını bulmaktı. ABD Gürcistan’ı koruyamamış olmanın verdiği rahatsızlıkla kendisini utandırılmış hissediyor ve Rusya’ya ‘hakettiği yanıt’ı vermenin yollarını arıyordu. Oysa Rusya’yı Avrupa Evi’nin bir parçası sayan ve özellikle enerjide Moskova’ya bağımlı olan AB için aslolan Rusya’yı sakinleştirebilmekti. Bu bağlamda AB Dönem Başkanı olarak Fransa arabuluculuk rolüne soyundu ve Ruslara bir ateşkes anlaşması imzalatmayı başardı. Fakat imzalanan anlaşma Rusların neredeyse her istediğini yapabilecekleri kadar muğlaktı, yoruma açıktı. İkinci olarak Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy Moskova’da Rusya’nın saldırılarını meşrulaştırır tarzda konuşmalar dahi yaptı. Gürcistan’ın NATO’ya girişinin önündeki en önemli engelleri de Fransa ve Almanya çıkarmıştı. Alman Dışişleri’ne ‘Rusyacı’ diyen hiç de az değil. Kısacası AB'ye rengini veren Fransa ve Almanya, Rusya'ya karşı fazlasıyla yumuşak ve etkisiz.

Savaş patlak verince ABD ise bölgede Amerikan askeri gücünü arttırmak istedi. Amerikalılar en azından Gürcistan üzerinde hava üstünlüğü oluşturmaya çalıştı. Fakat bu düşünce Fransa ve Almanya tarafından reddedildi. Fakat Amerikalıları reddeden bir sürpriz ülke daha vardı: o da Türkiye'ydi.

Amerika'yı Dışlayan Bir Öneri: Kafkasya Platformu

Türkiye savaş başladığı andan itibaren ABD’den çok AB’ye benzer refleksler gösterdi. Ankara hiçbir şekilde Rusya’nın cezalandırılmasını istemedi, bunun için bir çaba sarfetmedi. Aksine, Rusya ile Gürcistan çatışırlarken Amerikalıların veya başka bir ülkenin (Ukrayna gibi) savaşa silahlı müdahalesine engel olmaya çalıştı. Gerek Başbakan Erdoğan, gerekse Cumhurbaşkanı Gül’ün yüzünde AB liderlerinin yüzündeki endişeyi dahi görmek zordu. Türk liderler meseleye adeta Suriye-İsrail anlaşmazlığı gibi baktılar, yani Türkiye ile ilgisi fazla olmayan, arabuluculuk yapılabilecek kadar uzak bir konu gibi.

Başbakan Erdoğan’ın sürpriz bir şekilde ortaya attığı, önce Kafkas İttifakı denilen, ardından Kafkasya Platformu’na dönüşen öneri en çok Amerikalıları şaşırttı. ABD Dışişleri projeden haberleri olmadığını, bunun kendileri için sürpriz olduğunu söylüyorlar. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza “Şaşırdığımı söylemeliyim. Böyle bir girişimin yapılacağı konusunda bana bilgi verilmedi. Türkiye ile Kafkaslar'da ortaklığımız var ve Türkiye ve diğer müttefiklerimizle yakın çalışabileceğimizi farz ettim. Çünkü Türkiye ile Kafkasya ve ötesinde paylaşılan çıkarlarımız var” diyor. Ne demektir bu? Bunun bir tek anlamı var, ABD Gürcistan konusunda Türkiye ve diğer müttefikleri ile yakın çalışamamışlar. Türkiye açısından asıl sürpriz olan ise Kafkasya İttifakı teklifinin ilk olarak Rusya’ya açılması. Başka bir deyişle Ankara Kafkaslar’daki en önemli müttefikine açmadığı bir teklifi Gürcistan’a silahlarıyla girmiş Moskova’ya açıyor.

Kafkasya Platformu (veya İttifakı) önerisinde Türkiye-ABD ilişkilerini ilgilendiren bir başka sürpriz ise Erdoğan ve diğer yetkililerin sık sık bu işbirliğinin “coğrafi esaslı” olması gerektiğini vurgulamaları. Ayrıca projenin 5 ülkeyi kapsadığı da tekrarlar arasında. Eğer proje coğrafi esaslara dayanacaksa bu durumda Rusya projeye doğal olarak girecek. Hatta başaktör olacak. Fakat ABD giremeyecek, Elbette AB de giremeyecek. Türkiye adeta Kafkasya inine dev bir Rusya ve 3 küçük devletçikle (Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan) girecek. Üstelik bu küçük devletlerden Gürcistan, Rusya’nın pençeleri arasında can çekişiyor, Ermenistan ise kendi rızası ile Moskova’ya teslim durumda. Başka bir deyişle Türkiye’nin önerisi ABD’yi bölgeden dışlayan, Rusya’yı daha fazla içeri çeken bir öneri. Sanki özellikle Amerikalılar dışlanmak istenmiş gibi. Çünkü gerçekten “coğrafi esaslı” olunmuş olsaydı İran da alınırdı. Fakat hayır, “5 ülke” deniyor, İran ismi de sayılmıyor.

Görünen o ki Gürcistan krizi Türk-Amerikan ilişkilerine yeni gerilim sahaları getiriyor. Türkiye, Amerikalıların Gürcistan’ı bahane ederek Kafkasları Irak’a veya Afganistan’a çevirmesindne korkuyor. Rusya’nın küçük bir bedelle ikna edilebileceği kanaati var Ankara’da. Gürcistan yüzünden Rusya ile ilişkileri bozmak istemiyor Ankara. Bu yıl iki ülke arasındaki toplam ticaret hacminin 38 milyar doları bulacağı iddiaları varken Türkiye’nin endişelerini anlamak mümkün. Aynı şekilde Rusya’nın PKK terörüne bakışındaki ufak tefek değişikliklerin Türkiye’de terörü daha da hortlatması olası. Rusya’nın en ufak bir tavır alışı Ankara’yı ekonomik ve siyasi anlamda zora sokar. Nitekim Rusya da Türkiye’nin tutumundan oldukça memnun. Erdoğan’ın Moskova ziyaretinde Erdoğan’a gerek Putin, gerekse Medvedev özel bir ilgi gösterdi, Erdoğan arabasına kadar uğurlandı. Yani Erdoğan Hükümeti Türk-Rus ilişkilerini şimdilik kurtarmış görünüyor. Fakat Türk-Ameriğkan ilişkileri yeni gerilimlere yelken açıyor.

RUSYA İLE YAKINLAŞMANIN MALİYETİ

Rusya ile ilişkilerin bozulmaması iyi. Fakat bir de madolyonun öteki yüzü var. ABD’nin bölgede yeni bir savaş sahası açmasını istemeyen Türkiye, bu savaşın Rusya tarafından zaten açıldığını görmek zorunda. İkincisi Rusya bölgede şiddet yoluyla sınırları değiştiriyor. Açıkça Gürcistan’ın sınırlarını tanımadığını söylüyor. Moskova’nın bir hafta gibi bir sürede Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyacağı haberleri geliyopr. Yani Gürcistan bundan sonra 3 ülke olacak. Buna bir de Acaristan eklenirse, hatta Cevahiti Ermenileri de ayaklanırsa 5 devlete hazır olmak gerektir. Bşka bir deyişle Türkiye’nin en büyük korkusu gerçek oluyor, sınırlar yasadışı yollardan değişiyor.

İkinci önemli sorun Rusya, Gürcistan’da ‘cezasız’ kalıyor. Böylece yeni işgallerin de karşılıksız kalması olasılığı artıyor. Gürcistan’ı bile koruyamayan NATO ve Batı’nın Rusya’ya yeni olaylarda müdahale edemeyeceği anlaşılıyor. Rusya’nın Kafkaslar’da, Karadeniz’de, Doğu Avrupa’da veya Orta Asya’da bundan sonraki hedefinin hangi ülke olacağı ise henüz belli değil.

Üçüncü önemli sorun ise Rusya’nın Türk çıkarlarına bu kadar bariz bir darbe vuruyor olması. Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan hattı kırılıyor. Gürcistan’ın adım adım Rusya kanadına geçişi demek Rusya-Gürcistan-Ermenistan (ve hatta İran) hattının geliyor olması demek. Eğer Türkiye de bu hattın parçası olmayacaksa Türkiye’nin Türk dünyası ile bağları kopuyor demektir. Rusya’nın bölgeye dönüşü Osmanlı’dan bu yana süren Türk-Rus mücadelesinden bir kez daha Rusların kazanması anlamına geliyor.

Türkiye’nin itidalli davranması güzel. Rusya’yı kızdırmamak, ABD’nin maceraları için Moskova’yı karşımıza almayarak ulusal çıkarlarımızı koruyor olmamız sevindirici. Fakat unutmayalım, Türkiye Rusya’yı tek başına durdurabilecek bir ülke değil. Rusya Kafkasya Platformu gibi önerileri ‘çocuk oyuncağı’ gibi görüyor. Bu öneri Moskova’nın bölgesel hedeflerini engelleyebilecek özellikelere sahip değil. Diğer taraftan Batı’yı dışlayıp, sadece Rusya ve 3 küçük devletle aynı klübe dahil olmak bir büyük ayı ile küçük bir ine girmeye benziyor. Türkiye bir Almanya veya Fransa değil. Rusya bize çok yakın ve Rusya’nın neler yapabileceğini en iyi Türkler biliyor olmalı.

Aslında yakın tarimiz Rusya hakkında çok taze anılarla dolu. Ermeni Terörü’ne verilen destek, sol terör ve PKK konusundaki tavrı Rusya’nın Türkiye’ye ne kadar zarar verdiğini gösteriyor. İkinci Dünya Savaşı’nda da Türkiye’yi en çok korkutan NAZİ Almanyası değil, Stalin Rusyası olmuştu. Savaştan sonra Ruslar Kars, Ardahan ve çevresini açıkça istedi. Ruslar ayrıca Boğazlar’da de egemenlik hakları ve üsler talep ettiler. Bildiğiniz üzere Türkiye Sovyetler’in elinden ABD’nin müdahalesiyle kurtuldu ve herşeyi göze alıp kendisini NATO şemsiyesinin altına atarak Rusya’dan kurtulabildi. Şu anda kurban Gürcistan. Polonya ve Ukrayna da ‘ayının pençeleri’ni ensesinde hissediyor. Türkiye ise rahat, Rusları ikna edebileceği, hatta onlarla ittifak kurabileceği kanaatinde. Doğrusu ya ilginç günlere yelken açıyoruz.

Kaynak: tusam.net

 
  Bugün 14 visitors (22 hits) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol