Habersiz Kalma
  SİNEMA NEDEN ÇOK ÖNEMLİDİR? ÖZELLİKLE AMERİKAN SİNEMASI..
 
HOLLYWOOD..AMERİKA DIŞ POLİTİKASININ EN ÖNEMLİ ARAÇLARINDAN BİRİSİ..

 
ABD gücünün önemli parametrelerinden bir tanesi de, kültürel gücünün motoru sayılabilecek Hollwood’dur. Hollywood, küresel film merkezi olarak ekonomik, siyasal, ve askeri boyutlara da sahiptir. Görselliğin sınır tanımadığı ve her tarafa hakim olmaya başladığı bir çağda, Hollywood, müthiş parasal ve teknolojik imkanların bir araya getirilmesiyle Amerikan kültürünü ve siyasal iletilerinin imajlar kanılıyla rahatlıkla dünyaya yaymaktadır. Böylelikle ABD, küresel güç savaşını aynı zamanda kültürel düzlem üzerindeki imaj evreninde sürdürmektedir.
Hollywood’un en önemli özelliklerinden biri de, ABD yönetimi ile stratejik bir ilişki içerisinde olmasıdır. Filmler genellikle siyasal sürecin ruhuyla örtüşen bir formda ortaya çıkıp, sonuçta, Amerikan kimliğini güçlendirmeye yardımcı olur. Bunun karşılığında, özellikle askeri imkânların kullanımı konusunda, ABD yönetimi, Hollywood’a yardımcı olur. “Vahşi Batı” imajı, Soğuk Savaş filmleri, 11 Eylül terörist saldırıları sonrasında piyasaya sürülen, “Vatansever”, “Milyon Dolarlık Bebek”, Oscar alan “Çarpışma” ve 2007’de gösterime giren “Apocalipto” filmleri dikkatlice izlenildiğinde, ABD yönetiminin, Aile, vatanseverlik, “Amerikan barışseverliği” gibi çeşitli kaygılarının izleri rahatlıkla görülmektedir. Bu izler aynı zamanda milli güvenlik endüstrisi ile milli güvenlik devleti arasındaki stratejik işbirliğini de yansıtmaktadır. Valantin bu konuda şöyle demektedir:
"Mili güvenlik sinema sanayi ile milli güvenlik devleti arasındaki ortak nokta, tehdit algılamasına dayanan ilişkidir. Amerikan strateji üretiminin tamamı savunma ve güvenlik stratejilerinin uygulanmasını meşrulaştırabilecek bir tehdit fikrine dayanır ve dünyanın her yanına asker göndermek kararıyla sonuçlanan büyük çaptaki silahlanma programlarını harekete geçirir. Amerika’nın dış politika ve strateji dünyasına işte bu tehdit algılaması hakimdir. Milli güvenlik elitleri için, Sovyetler Birliği’nden siber aleme, emekli polislerden teröristlere, Ortadoğu ve diğer üçüncü dünya ülkelerinden gelen fanatiklerden, Asyalı intikamcılara kadar herkes ve her şey potansiyel bir tehdit oluşmaktadırlar. Bazen biraz da saplantı haline gelmiş olan bu tehdit algılaması, Amerikan milli güvenlik sistemine özgü olup strateji üretiminin tam kalbinde yaşamaktadır. Bu saplantı, devlet gücünün ve onun şiddet uygulayıcı tekelinin meşrulaştırılması meselesinin temel direğidir ve dünya ile ilişkisinin gayesini tanımlar. Sinema ise bu tehditleri ve onları alt edecek vasıtaların harekete geçişini perdeye aktarır." *

Bu yaklaşıma göre Hollywood bir anlamda milli güvenlik sineması işlevi görmektedir ve milli güvenlik devleti ile yakın bir işbirliği yürütmektedir. Aslında, Hollywood’da sadece milli güvenlik devleti tescilli ürünler çıkmamaktadır. Hatta, bu milli güvenlik devletini hedef alan ürünler de çıkarılmaktadır. Fakat, bunların etki gücü çok az görünmektedir.
Milli güvenlik tescilli filmler, düşsel derinlikleri ile kimi zaman düşünce kurumlarına bile esin kaynağı olabilmektedir. Bu gerçeklik, düşsel ve düşünsel gerçekliğin politika ve stratejilere sirayet etmesine neden olabilmektedir. Bu da hem silah sanayisine hem de dünya üzerindeki insanların düş ve düşünce dünyasına etki de bulunabilme imkanını sağlamaktadır. Bu durum aynı zamanda Amerika’nın “Yumuşak gücü”nün çok önemli bir parçasıdır.
Amerika’nın bu kültürel gücüne küresel düzeyde rakip olabilecek ciddi bir rakip görünmemektedir. Dünyanın Hollywood’dan sonra ikinci büyük film endüstrisi olan Bollywood bile bu büyük film endüstrisine meydan okuyabilecek bir potansiyele sahip değil.
* Jean- Michel Valantin, “Küresel Stratejinin Üç Aktörü: Hollywood, Pentagon ve Washington”, İstanbul, BKY, 2006, s. 10.
 
  Bugün 10 visitors (16 hits) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol